23 Kasım 2012 Cuma

Masalımız hayal kalmasın

Şuanlık onunla herşey iyi. En azından kirpik uçlarına kadar o benim. :) Böyle hayatımda ilk defa sadece onunla evlilik hayali kurdum. Bikaç hafta öncesine kadar 'Ne evliliği yeea kim çeker' diyodum. Bekarlık sultanlıktır felsefesinde ben imparator olucam o kadar nefret ediyodum evlilikten. Allah'ım şimdi böyle evlenelim bian önce diye zaman hemen geçsin istiyorum. Böyle ciddi ilişkisi olan arkadaşlarım anlatır hep, annesiyle tanıştırıcak beni diye. Alışverişe falan çıkarız. Çok heyecanlanırlardı. Ama ben 'ne tanışması be kızıım' diyodum. Ama şimdi.. Allah'ım o 'seni ailemle tanıştırıcam' dediğindeki strese bile razıyım o derece. Arada hayal kuruyorum tanıştırsa ne giyerim acaba diye. (Ama öküzlüğüne kurban olduğum sevgilimin böyle bi niyeti yok.) Uyuyalım uyandığımızda onu bizim evde, babalarıyla göriyim istiyorum. Böyle o küçük kırmızı kutudan yüzüğü çıkarıp parmağıma taksın. Ellerini öpmek istiyorum babasının. Gelinlikçide beraber gelinlik beğenelim. Ama o gelmesin. Uğursuzluk getirirmiş. :) Böyle düğün gününe kadar gelinliğimle görmesin beni. Beni o gelinlikle gördüğünde yüzündeki ifadeyi merak ediyorum. :) Düşünemiyorum ya. Hayal gücüm yetmiyo o kadarına.. :)


  Böyle evlendiğimizi düşünüyorum. Ona hergün usanmadan en güzel kahvaltıyı hazırlarım. Yatağına kadar götürür, kendi ellerimle beslerim. Ama şuan o kadar korkuyorum ki gideceğinden. Beni sevmediğini biliyorum, ama napiyim ben onu çok seviyorum. Benim sevgim ikimize yetecek kadar çok hemde.. Herneyse tribe bağlamadan konuya dönüyorum. Hani böyle sevdiğin adama\kadına bakarken içini bi huzur kaplar ya, o huzur beni hiç terketmesin. Hep sana bakabiliyim ben.



Bide böyle çocuğumuz olduğunu düşünüyorum, afakanlar basıyo bildiğin. Böyle onun gibi esmer olsun. Gözleri onun gibi ışıldasın.. İlk yürüdüğünde ona doğru yürüsün, ilk 'baba' desin. Kıskanmam. Bi gece bile 'Bari bu gece sen bak' demem. Seve seve bakarım bebeğimize. Yeter ki hayallerimiz yalan olmasın..
Bide düşünüyorum da onun gibi gülerse, dünyanın en güzel gülen kızı bizim kızımız olur.. Büyütürüz beraber.. :)
   Kızımızın adını koyarken kavga etmeyiz, o ne isterse o olur. Ailelerimiz kavga eder, 'Hıı burnu aynı babaannesi. -Ağzıda tıpkı anneannesi  gibi, bana benzicek torunum' diye. :) Ama bence en ona benzicek. Tıpkı onun gibi olucak. Onun gibi konuşucak, gülücek.. Arada kıyamaz geceleri kalkar bakar belki.

Böyle hayal kura kura tribe giriyorum zaman heeemen akıp gitsin istiyorum ama sen hep benim kal. Sen ol hayalimin kahramanı. Masalımız hayal kalmasın olur mu sevgilim?


17 Kasım 2012 Cumartesi

'Aptal' diyolar bana.. Umurumda mı?

Arkadaşlarım, onunla barıştığımı duyunca bana aptal dediler. Ama zaten aşık olan herkes aptal değil mi? Aşk insanın sadece gözünü değil beyninide körertirmiş. Onlar için şuan belki aptalım. Ama çok mutluyum. 'Neden barıştın, onlarca şey yaptı nasıl güvenebildin' diyolar. Hani birini özlersin de ağlarken içinde bişeyler parçalanırmış gibi oluyo ya. Orası çok acıyodu işte.. Sol yanım yanıyodu. Sadece onu istiyodum. Umrumda değildi insanların hakkımda ne diyecekleri. Halada değil. Onu o kadar özlemişim ki.. Şimdi gidip öpebiliyorum, elini tutabiliyorum. Ona sarılabiliyorum düşünsenize.. Sevdiğinize, köpek gibi özlediğinize şuan deli gibi sarılıyorsunuz, kokusunu içine çeke çeke. O an insanların size 'aptal' demesi umrunuzda olur mu? Zerre kadar umurumda değil. Kirpik uçlarına kadar özlediğim adam şuan benim. Ona dokunabiliyorum. Kokusunu içime çekebiliyorum.

Belki bir gün.. Evet o umut, önceki yazılarımda küfürler ettiğim umut benim yaşam kaynağım, sevincim, mutluluğum neşem oldu.. :) Şuan belki sizde bana 'aptal' diyorsunuz ama onun kokusunu bikere içine çektiğinizde insanların sizin için ömür boyu 'aptal' demesine razı olacaksınız.. :))

14 Kasım 2012 Çarşamba

O artık benim !

Onun doğumgününü kutladım ve hiç ummadığım bişey oldu ve herşey için pişman olduğunu söyledi. Benle buluşmak istedi.. Geç kalır mıyım bende.. Buluştuk.. Eskisi gibi olmak istediğini, artık çok değiştiğini söyledi. Söyleyecek çok şeyim vardı ama konuşamıyordum.. O kadar çok kızgındım ki ona.. Bağırmaya başladım.. 'Nerdeydin bunca zamandır, o kızı severken şimdi nasıl karşıma geçebilirsin' dedim. Cevabı yoktu.. '1 kez olsun düşündün mü beni?, yaşattıklarını..' 'Tamam anladım artık beni istemiyosun ama bağırma' dedi. Bilmiyordu ki bağırıp kızan kadın seni reddetmek istemeyen kadındır.. Çok özlemiştim onu.. Bu kadar yakınımdayken ona sarılma imkanım varken, onu reddecektim.. Yıllardır yolunu beklediğim adam.. Kokusuna nasılda hasret kalmışım.. 'İnan bana onu sevmiyorum artık sadece sen varsın bana güven' dedi. Gururum vardı. O bana engel olmaya çalışıyordu.. Sonra özlemim gururumun önüne geçti, atladım boynuna.. Benimdi artık.. O artık benim..! Kulağıma fısıldadı 'seni asla hayal kırıklığına uğratmayacağım.' Güvendim ona.. Şuan benim sevgilim oluşu ne garip, hiç ummazdım.. :)

Beklediğiniz adamdan\kadından asla, asla vazgeçmeyin.. Biyerlerde umut sizi bekliyor olacak.. :)

11 Kasım 2012 Pazar

En yakın arkadaşımı..

Henüz 1 hafta geçmemişti.. Bana umut verişinin üstünden daha 1 hafta bile geçmemişti. Kardeşim dediğim  kıza hakkımda senle konuşmasını istemiştim.. Ertesi gün okulda arkadaşımı gördüm, heyecanla gittim yanına. Ne dediğini o kadar merak etmiştim ki.. Belki demiştim, belki özlemiştir.. Selam vermeden geçti gitti yanımdan. Bişeyler ters gidiyodu. Aynı sınıftayız ama henüz daha hiç konuşmadık. Tam ben konuşmaya başlayacağım zaman yanımdan gidiyodu. Yanyana oturuyoduk. Dayanamadım sordum. 'Ne dedi?' Vereceği cevap benim için o kadar önemliydi ki.. 'Haberler kötü kardeşim.. İstemiyo seni, başkasını seviyomuş, senle yapamazmış..' Dünyam yıkıldı haberin yoktu.. Ağladım evet hemde çok.. Tenefüs oldu. Arkadaşım geldi. 'Ya bişey dicem ama nasıl söylesem ki.' Söyle dedim. 'Ya yanlış anlama lütfen' dedi. Kötü bişeyler vardı ama bilmiyodum. 'O varya.. ' Anladım, kesin  ona bişey oldu 'Söylesene' dedim. Sesim titremeye başladı. Gözlerim doldu. 'O benden hoşlanıyomuş, en başından beri..'  Sınıftan koşarak çıktım. Hıçkıra hıçkıra ağlıyodum.. İnanmak istemedim, çünkü olamazdı. O bu kadar seviyesiz olamazdı, bu kadar düşemezdi.. Koridorun ortasında oturdum kaldım. İnsanların ne dediği, ne düşündüğü zerre umurumda değildi. Aklımda tek cümle.. ' En yakın arkadaşımı.. ' Beni hiç düşünmeden, ona ondan hoşlandığını nasıl söyleyebildin. Beni kaldırıp tuvalete götürdüler. Zil çaldı, herkes gitti. Tek başıma değildim.. Onun hayali vardı.. Kimsenin görmesine izin vermediğim gözyaşlarımı herkes gördü.. Bundan utanç duymadım ama, o gün ilk defa kendimden utandım. Ben nasıl hala böyle birini sevebilirim. Benim aşkım saftı, temizdi.. Ama o, öylesine kirliydi ki.. Yakışmazdık. Yanyana bile duramazdık. İnsanlar hep böyle derdi. Ama siyah ve beyazı düşünsenize.. Yanyanayken ne kadarda güzeller.. Zıt olmalarına rağmen hemde.
  O gün hiçbi derse girmedim. Başka bi arkadaşım geldi.. Ona herşeyimi anlatırdım. Çok iyi bi dinleyiciydi.. Bu sefer anlatamadım. Çünkü bu yaptığı bana çok ağır gelmişti ve çok utanç verici bi durumdu. Aslında onun utanması gerekirken ben utanıyordum. Ben bu kadar gurursuz olmamalıydım. Olanlardan haberi vardı. 'Sen neleri atlattın buda geçicek kardeşim, inan bana güçlüsün bunuda atlatıcaksın..' Atlatamamıştım.. Onlar atlattığımı sanıyolardı ama atlatamamıştım. Çok yakın arkadaşlarımdı ama hiçbiri sabaha kadar ağladığımı bilmiyodu.. Benim hala ona aşık olduğumu bilmiyolardı. Onlar sanıyodu ki, o bana dönerse gitmem, onla barışmam. En büyük yalanımdı zaten bu. Nasılsın demesini bırak yanlışlıkla atacağı mesaja hasrettim. O benim için herşeyden önemliydi..
  Hayatımın en köyü günlerinden biriydi.. Çok zor geçti.. Geceler boyunca uyuyamadım. Ve bildiğimden onun haberi yoktu. İçtim deli gibi her gece içtim. Ben içtikçe gururumu ezdim, ağladıkça kendimden utandım. Ben onun adını sayıklaya sayıklaya kendi canımdan vazgeçtim. Arayıp ona bağırmak istedim. Küfürler etmek hem gelmişine, hem geçmişine.. Umurumda değildi o an dünya. Ama olmadı arayamadım. Çünkü biliyorum ki, söyleyeceklerin yaptığından daha çok acıtacaktı canımı.. Zaten herşey benim iyiliğim içindi değil mi sevgilim? Bana umut verip bırakmaların, hayallerimi yıkman, aldatman.. Herşey benim iyiliğim içindi hep. Bu yaptığını yalanlamak istiyordum.. Bunu doğrulayacak aklıma bir çok ihtimal geliyodu kahretsin ! Yalan olmalıydı.. Kabus. Olamazdı.. Nolur bişey de bana.. Yalan de, şaka de. Ama lütfen doğru deme.. Hatta buda senin iyiğin içindi de ama nolur doğru deme..

8 Kasım 2012 Perşembe

Ben bugün herşeyi unutup sana geldim..

17.Mayıs.2012...
Karşımdaydı.. Yıllardır görmediğim, asker yolunu beklediğim, yıllardır aşığı olduğum adam karşımdaydı.. Uzansam dokunabilirdim. Evet dokunabilirdim.. Ama kahretsin uzatmıyorum ellerimi... Tenim yanıyordu sanki ona dokunmak için, olmazdı ki. Yapamazdım.. O koku.. Onun kokusu.. Nasılda özlemişim..  Doya doya çekiyorum içime kokusunu.. Gözlerim doluyor. Hayır hayır ağlamamalıydım..  Titreyen sesimle sordum ona: 'Bunları bana nasıl yapabildin? Gerçekten vicdanın rahat mı?' Alaylı bi sesle 'Hayat devam ediyor' deyişi... Kalbim yine sancılanıyor.. Gözlerim yanıyor sanki ağlamak için.. 'Hayat senin hayatın' diyebiliyorum sadece. Sonra bişey söylüyor o an dünya duruyor.. 'Ben bu şehirden gidiyorum..' Şaka yapıyo olmalıydı gidemezdi, gitmemeliydi. Aynı şehirde nefes almakla yetinen yüreğim onu kaybetmemeliydi.. Hiçbişey diyemedim önce..  Tüm cesaretimi toplayıp 'Sana hala aşığım' diyebildim.. Herşeyimdi o benim.. Sonunda söyledim.. Saklamama gerek yoktu. Hem neden bilmesin kii..Vereceği cevabı heyecanla bekliyorum. Hani belki bi umut.. 'Ama ben seni hiç sevmedim, benim sevdiğim başkası' dedi. O an bilmiyorum sanırım ölsem hissedemezdim.. Olmadı, ne hayallerle gelmiştim.. Bana neden orda olduğumu sorduğunda sadece geçtiiğimi söyledim. 'Seni köpek gibi özledim' diyemedim, 'En güzel kıyafetlerimi bugün senin için giydim' diyemedim.. 'En güzel kokularımı sürdüm geldim' diyemedim. 'Ben bugün herşeyi unutup sana geldim' diyemedim.. Affetmiştim herşeyini unutup affetmiştim onu. Koşa koşa gittim yanına.. Bambaşka hayallerle gitmiştim. O an tek bi söz söylese 'Barışalım' dese, dünya umurumda olmazdı. Bidaha gitse umrumda değildi. Barışalım demesini geçtim, sadece bi kez dokunabilmek için, son kez sarılmak için canımı verirdim o sokakta.. Son bi kez öpebilmek için.. O konuşup durdu, o kızı nasıl sevdiğini anlattı. Ağlamamak için yere baktım sadece, başka bişey gelmedi elimden.. Elini uzattı, 'Kendine iyi bak' Kafamı kaldıramadım, ama elimide çekmedim.. Gözünün içine baktım. Dolan gözlerimi silme gereği bile duymadan.. Son sözlerim oldu 'Kendine çok iyi bak..'

6 Kasım 2012 Salı

Beni neden hiç sevmedin?


                        HEP BİR UMUT..

Dün akşam benim için çok kötüydü sevgilim. Kalbim çok sancılandı. Sevgini atmak için çok uğraştı.. Gözlerim çok ağladı. Canım çok yandı.. Hep aklımdaydı 'Beni neden hiç sevmedin?' O son görüşmemiz de, o kızı hala sevdiğini söylediğinde hiç aklıma bile gelmedi senden vazgeçmek. Halada öyle bi düşüncem yok zaten. Ama ortada beni sevmemen için hiç bi neden yokken, neden? Ben seni severken bu kadar, sadece değer vermeni haketmiyo muyum sence? Hem sen bana 'sevemem' demedin ki, 'sevmiyorum' dedin.. Hep bu umut yüzünden zaten herşey. O hergün umut ettiğim 'belki bigün'lerin hiç gelmeyeceğini bende biliyorum ama olmuyo işte. Olmuyo.. Ne kadar söz versemde kendime ağlamıcam diye, ağlamadan bigünüm geçmiyo  ! Bilmem belki okuyosundur bunları.. Okuduğunun sen olduğunu bilmeden hemde.. Belki hiç bi zaman bilmiceksin.. Ama ben seni hala seviyorum ya.. Bu bil sadece bunu. İyiyim derim sana, ama değilim işte iyi değilim.. Canımı yakmana o kadar alışmışım ki.. Sigaradan nefret ederim bilirsin. Sanada içirmezdim. Buluştuğumuzda parfümünden çok üstüne sinmiş sigara kokusunu çekerdim içime, alışmıştım bi zaman sonra.. Ama şimdi vazgeçemiyorum. Neden? Çünkü her sigara kokusunda ciğerime sen doluyosun.. Ciğerlerimi yakıyo. Ama olsun ben razıyım.. Peki sevgilim onca yaşadığımızın biraz önemi var mı senin için? Hiç düşündün mü 1 kez olsun. Bunları yaşatmaya hakkım yok dedin mi? Her akşam hıçkıra hıçkıra nasıl ağladığımı merak ettin mi? Sesimi annemler duymasın yastığımı ısırıp nasıl içime attığımı, bi kere olsun düşündün mü? Sahiden sevgilim sen neden beni hiç sevmedin? O kız seni sevmezken neden hep o? Hemde adı benimkiyle aynı.. Bana bakarken onun adını söylerdin, anlamazdım ki ben. Peki gözümün içine bakarken canının yanmasını nasıl sakladın? Peki sen bilirken aşkın bu kadar canını yaktığını bana bunu nasıl yapabildin? Beni neden sevmedin sevgilim.. Neden?

5 Kasım 2012 Pazartesi

Ben seni harbiden sevmiştim..

2007..
Tanışma yılımız. Belki sen hatırlamıyo olabilirsin ama o bizim tanışma yılımız.. Hayatımı mahvedeceğimi bilmeden 13 yaşımda verdiğim masumca bir selam.. O zamanlar olacaklarını biliyo olsam, sana yine selam verir miydim. Sanırım evet. Çünkü biliyo musun sevgilim. Ben bu zamana kadar hiç pişman olmadım seni sevdiğimden. Hiç demedim 'Keşke sevmeseydim' diye. Hem neden diyim ki? Sen bana hayatımın en güzel günlerini yaşatan tek adamsın. Ben ilk defa bi genç kız gibi gelinlik hayali kurdum. İlk defa 'düğünümüz nerde olsun' dedim birine. İlk defa evlilik hayalleri kurdum. Evlenmeyi ben ilk kez istedim. Oysa hayal kurmak ne güzelmiş, senden öğrendim.. İlk defa sıkı sıkıya bağlandım birine. Aşık olmayı öğrendim, aşk acısı çekmeyi öğrendim. Canım çok acıdı, evet çok ağladım. Uykusuz da kaldım ama öğrendim. Ve her şeye rağmen ben seni sevdim. Hem de kendimden çok, ailemden çok.. Aileme 'Ben ondan ayrılmam isterseniz evden atın' dediğimde de pişman olmadım. Olmamda zaten. Sen benim için bi noktasın,hayatımın dönüm noktası. Bana yaşamayı öğreten. Gülmeyi de ağlamayı da öğreten.. Aldatılmayı öğrendim ben seninle sevgilim. Daha önce hiç aldatılmamıştım ben.. Evet küçüktüm belki düşüncelerimiz uyuşmadı. Neden beni istemedin bilmiyorum ama, gururumu bırakıp ben hep seni sevdim. Hem insan kalbine nasıl söz geçirir ki.. Aklından silmek sorun değil, seni gönlümden ben nasıl atarım ki. 

~

05.11.2012..
Tanışmamızın 5. yılı doldu sevgilim.. Hala o günkü aşkla seviyorum. O 13 yaşındaki kızın masum aşkıyla.. Ve inan bana, 5 yıldır uykusuz geçirdiğim hiç bi geceye üzülmüyorum. Hiçbi gözyaşıma, hayallerimin yıkılmasına.. Karşına geçip gözyaşlarımı tutarak seni hala seviyorum dediğimde başkasını seviyorum deyişini.. Aldatmanı. İçip beni aradığın geceyi. Hergün acaba bugün ona bişey oldu mu diye korka korka bitirmeni beklediğim 460 gün askerliğini.. Hiçbirini unutmadım ben. Unutamadım. Ama sen, her şeye rağmen çoktan unuttun. Beni hiç düşünmeden, kendini benim yerime koymadan, ne haldeyim bilmeden.. Üzülmüyorum hayır. Sadece düşünüyorum. Haketmedim ki bunları. Ben daha bi 5 yıl değil, ömrümün sonuna kadar severim ama seni. Sen, sen hep böyle mi olucaksın. Yabancıymışız gibi.. İyi kötü yaşadığımız günleri hiçe sayarak.. Peki ben.. Ben nolucam? Kendini üzüyosun diyolar bana. Evet üzülüyorum hem de çok ama, ne biliyim. Unutmak da istemiyorum ki. Ben sana hala köpek gibi aşığım ki herşeyim..

Hiç dostum olmadı benim..

Ben bu zamana kadar hep kandırılmışım meğer.. Meğer ben, kardeşliğin,dostluğun ne demek olduğunu hiç öğrenememişim.. Ben insanlara çok çabuk güvenirdim. Çabuk sevemezdim ama hemen güvenirdim..  Ama seversem canımı bile verebilirim. O kadar malım. Çok kişi geldi gitti hayatımdan. Kardeşim deyip sırtımdan bıçaklayan çok oldu evet. Şöyle bi geçmişe bakıyorum: Hiç ! Koskoca bi hiç ! Kime güvendiysem hep yalan söylemiş, hep sırtımdan vurmuş beni. En son örneği mesela: Yıllarca kardeşim dediğim, canımdan,kendimden sakındığım arkadaşım vardı. Bayan Kolpa. Beni, sevdiğim adama tercih eden, aramızda yaptığımız dedikoduları insanlara yayan, konuşacağım insanlara karışan.. Çok severdim onu. Kavgası olurdu onu asla karıştırmadan hallederdim. Değil biri kötü söz söylesin, geçerken omzuna çarpsalar kavga sebebi olurdu. Gün geldii, beni yine erkeklere tercih etti. Bi süre sonra gerçekten bunaldım muhabbeti kestim. Sonra baktım arkamdan laflar yalanlar dolanlar falan.. Gerçekten benim tanıyo sandığım kız bu kadar seviyesiz mi diye düşündüm. Çocuk gibi beni insanlara kötülemeler. Herkesin arasını benle bozmaya çalışmalar. Kardeşimin eski sevgilisine arkadaşlarını ayarlaması. Eski sevgilimle konuşmalar. Dahası yıllarımı verdiğim sevdiğim adama beni kötülemesi.. İnsanlar gerçekten bu kadar çabuk değişebilir mi? Neden böyle olur ki? Neden güvenecek biri kalmaz? Bu kadar zor mu birine dost olmak?

4 Kasım 2012 Pazar

Kasım'da siz aşk yaşıyo olabilirsiniz biz ders çalışıyoz.

Herkesin ağzında bi cümle.. ''Kasım'da aşk başkadır' bıdı bıdı bıdı. Hayır anlamadığım neden başka oluyo arkadaş. Sevgililer birbirini aldatmıyo mu? Kasım'da kimse kimseye yalandan 'Seni seviyorum' demiyo mu? Lan resmen millet Kasım geldi diye manita yapıyo. Ama gel gör kii, bu güzel sonbahar ayında bizim sınav haftamız. Kafamı nereye çevirsem elele gözgöze çiftler. Bende sadece o anda kitaplarımla bakışıyorum napiyim yani. Geçmiyo bu sınavlar geçmiyo. Bizde Kasım çok başka geçiyo, Kasım bize çok kötü geçiriyo..

3 Kasım 2012 Cumartesi

Mutlu olabilirdik..

Evet, biz seninle çok mutlu olabilirdik. Ben sana her sabah hiç üşenmeden kahvaltı hazırlayabilirdim. Kendi ellerimle yedirirdim sana. Çocuğumuz olabilirdi. Sana benzerdi.. Sen kadar akıllı olurdu mesela, gözleri sana benzerdi,simsiyah.. Erkek olursa eminim sen kadar yakışıklı olurdu sevgilim.. Sen uykusuz kalma diye bi gece bile demezdim 'Bari bu gece sen bak' diye. Büyütürdük beraber.. Sen ve benden bi parça... İlk yürümeye başladığında, bi düşünsene ne kadar sevinirdik.. Neden istemedin ki beni. Sevmeyi deneseydin ya ne olurdu sanki. Bence bu kadar sevmeme değerdi bu..  Her gece istediğin oyunu oynardık mesela.. Diş macununu ortasından sık kızmam ki.. Çoraplarını istediğin yere at, zevkle kaldırırdım onları yerlerden.. Hayır sorun değil, gece uyurken acıkıp beni uyandırabilirsin. En çok vişne suyunu seversin.. Her akşam hazırlardım sana. Mutlu olurduk seninle. Sen, ben.. Biz olurduk düşünsene sevgilim.. Sen ve ben, biz olurduk.. Sen hep bahane buldun, ama bi dur. Hayır, hayır.. Aklındaki herşeyi bırakıp bi düşünsene, ben seni bu kadar severken ne kadar mutlu olurduk..